15 Şubat 2015 Pazar

KADINA YÖNELEN ŞİDDET "SAKLI YÜZLER"



Metin Erksan'ın "KUYU" Filminden Yola Çıkarak
Handan İpekçi’nin “SAKLI YÜZLER” filmi üzerine bir analiz…


Handan İpekçi’nin “Büyük Adam Küçük Aşk” filminden sonra çektiği, töre ve namus cinayetlerini ve toplumsal statüde kadına bakışı ele aldığı filmi “Saklı Yüzler” filmini ele alalım. Doğu ve kadın üzerine ele alınan filmlerde bir takım basmakalıplar şeklinde, insanların sosyal yapısını, yaşam şekillerini anlamaya çalışmadan sorgulayıcı ifadeler kullanılabildiğini görüyoruz. Bu bağlamda akla gelen kadına şiddet konusunu ele alan Türk sinema tarihindeki en iyi filmlerden biri Metin Erksan’ın "Kuyu" filmidir. Gerçekte yaşanmış bir hikâyeden alınan filmin öyküsünü Metin Erksan bir gazetede gördüğü haber üzerine kurgulamış. Kuran’dan bir ayetle “Kadınlara İyilikle Davranın.” ile başlayan film dönem üzerinde kadına bakışı iyi vurgulamış ve kendi zaafları yüzünden bir kadına şiddet uygulayan ve onun duygu ve düşüncelerini umursamayan, yaban bir adamın (Osman) tavrını sergileyişini bize göstermiştir. Filmden belli bir süre sonra hayatını kaybeden etkili performansıyla o dönemin parlayan yıldızlarından olabilecek Nil Göncü de canlandırdığı (Fatma) karakteriyle bu filmde oldukça iyi bir grafik çizmektedir. Tek yönlü bu sevda karşısında direnen Fatma’nın filmin sonunda intikamı ise acı olacaktır. Bu bağlamda direnen ve “elden ne gelir” anlayışıyla teslim olmayan güçlü bir kadın karakterle karşılaştığımızı söyleyebiliriz.

Dönelim Handan İpekçi’nin filmine, filmin öncelikle bir “farkındalık” uyandırdığını ve izleyenleri rahatsız edici nitelikte özellikler barındırdığını söyleyebiliriz. Zühre köyde sevdiği genç bir adamdan hamile kalır. Kızlarının evlilik dışı bir ilişkiden hamile kaldığını öğrenen aile meclisi toplanır ve genç kız hakkında ferman verilir. Bebeğin doğmasına izin verilecek, doğumdan sonra hem bebek, hem de Zühre öldürülecektir. Bebeği erkek kardeşi tarafından boğularak öldürülen Zühre’yi öldürme görevi ise babasına düşer. Yaşlı adam kızının canını alamaz ve silahını kendine doğru yönelterek intihar eder. Savcının da yardımıyla ailesinin elinden kurtulmayı başaran Zühre Almanya’ya kaçırılır. Genç kadın sahte bir isim altında hayatına devam etse de, töre cinayetleri ile ilgili bir belgesel yüzünden ailesi, tekrar Zühre’nin izini bulur. Töre bir kez daha Zühre’nin hayatını almak için peşine düşer.

Filmde rol alan oyuncuların pek çoğunun başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Berk Hakman, Füsun Önal ve bu filmde ilk defa oyunculuk deneyimi yaşayan Şenay Aydın… Zühre karakterinin (Şenay Aydın) güçlü bir karakter olduğunu, sevdiği erkeğin kendisine sahip çıkmayıp kaçtıktan sonra, onu yeniden kabul etmemesi ve onla tekrar beraber olmaktansa gerekirse ölümü tercih edeceğinden de çıkarabiliriz. Keza, filmdeki savcı (Füsun Önal) üzerine değinmekte de yarar var. “Burada kanun benim” diyerek kızın ölüm fermanını veren Amcaya kafan tutan savcı daha sonra belgesel için kullandığı ifadelerde “Orada kanun ben değildim maalesef”  diyerek adalet sistemi üzerine de bizleri düşündürüyor. Filmde geçen “Ağam geneleve yeni Ruslar gelmiş” repliğiyle de namus sözcüğünün toplumsal yapıda kadınlar için geçerli olduğunu suratımıza tokat gibi vuran yönetmen erkeklerin namus kavramına gönderme yapıyor.

 Filmin teknik yapısına baktığımızda ise flash backlerle geriye dönüşler görüyoruz. Ayrıca filmin içinde çekilen belgeselle öykü hakkında bilgi sahibi oluyor ve bir takım sorgulamalar yapıyoruz kafamızda. Teknik kısmın bu bağlamda başarılı olduğunu söylenebilir ancak kurgusal manada bir takım problemler ortaya çıkarıyor. Filmin son bölümü macera havasında geçecekken kurguda bu tarz bir yol izlenmesi seyircileri sıkabilecek nitelikler taşıyor. Yönetmenin bu film için zorlandığını ve maddi yetersizlikler çektiği söyleniyordu. Bu bağlamda İpekçi’nin filminin yaptıkları ve yapmayı planladıklarıyla iyi bir iş becerdiği ve “sorgulatan” bir film ortaya koyduğunu söylemekle birlikte sinemasal anlamda çok fazla etkili olmayan bir film yaptığını söyleyebiliriz. Mevcut filmlerden farkını ortaya koyan daha güçlü bir anlatım ve sağlam içeriğe sahip iyi bir yapıta imza atılabilirdi.
(IMDB-7.0) Afar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder