14 Nisan 2013 Pazar

FİGHT CLUB: BAŞA DÖNMEYE NE DERSİN?



İyi bir işiniz olmasına rağmen tekdüzelikten sıkıldınız mı? Parayla halledilecek çoğu şeyi hallettiniz mi? Üstüne üstlük şiddetli uykusuzluk sorununuz mu var? Devasa bir suç ağı kurmadan ve finans sektörünü çökertmeden önce hemen koşa koşa polise gidin ve henüz hiçbir suça bulaşmadan teslim olun! David Fincher'in 1999 yapımı filmi Fight Club 139 dakikalık süresi ve toplamda 100 milyon dolara yaklaşan hasılatıyla kült filmler arasında kendine yer açtı.Filmin başrol oyuncuları Edward Norton(Narrator), Brad Pitt (Tyler Durden),Helena Borham Carter (Marla singer) , Meat Loaf (Robert Paulsen) ve  Zach grenier (Richard Chesler)'dir.Filmin Yapımcılığını Arnon Milchan üstlenirken senaryosunu Jim Uhls kaleme almıştır.

Hollywood çoğu zaman bize kendi ürünlerini tüketmemiz daha çok tüketmemiz ve daha daha çok tüketmemiz konusunda bir baskı yaptığı savıyla eleştirilir.Ama bazı filmler var ki yine aynı Hollywood tarafından "hey bir dakika" dercesine ya da günah çıkartırcasına biz izleyiciyi arındırmaya çabalar.İşte böyle bir film Dövüş Kulübü.Film bir flashbackler bütününden oluşur.Anlatıcı aynı zamanda sorunlu adamımız Narrator(Edward Norton) büyük bir şirkette yeterlilik ve iade bölümünde çalşmaktadır.Ama monoton bir hayatı vardır.Ayrıca şiddetli bir uykusuzluk  çekmektedir.Uykusuzluğuna bir çare bulmak için gittiği doktor ona bunun ciddi bir sorun olmadığını asıl ciddi bir sorun görmek istiyorsa kanserli hastaların terapi gruplarına bir göz atmasının gerektiğini salık verir.Narrator bu terapi gruplarına katılır ve orada huzuru bulur ve uykusuzluğu geçici olarak hallolur.Yine iş için yaptığı seyahetlerden birinden döndüğünde evinin yanmış olduğu görür.Arkadaşı ve akrabası olmayan kahramanımız uçakta tanıştığı-kendi deyimiyle tek porsiyonluk arkadaş-Tyler'ı (Brad Pitt) arar.Tyler kahramanımıza içki ısmarlar,gecenin sonunda Tyler ondan kendisine vurmasını ister.Söyleneni yapan kahramanımız sıkıldığı gündelik yaşamdan çok farklı bir haz tatmıştır,ve kısa bir süre sonra Tyler'ın yanına taşınır.Aralarındaki bu dövüş etkinliği kahramanımız gibi gündelik hayattan sıkılan birçok erkeği kendine çeker ve illegal yeraltı dövüş kulüpleri ortaya çıkar.Kendi kuralları olan bu külüpler diğer birçok şehre de yayılır.Tyler kıyamet senaryosu adında bir eylem hazırmaktadır,tabi diğer elemanlar da Tyler'a destek vermektedirler.Kahramanımız bu etkinlikten kendisinin haberdar edilmemesine çok içerler ve ne yaptıklarını anlamaya çalışır.Yaptıkları şeyin çok kötü olduğunu düşünen kahramanımız onları durdurmak için uğraşmaya başlar ki bu filmin son 30 dakikasına denk gelmektedir.Tyler bütün finans merkezlerini havaya uçuracak ve böylece kimsenin bankalara borcu kalmayacak sonuç olarak herkes başladığı yere geri dönecektir.Filmin sonunda Tyler'ın aslında kahramanımızın kafasında oluşturduğu bir halüsilasyon olduğu,kahramanımızın bir şizofreni hastası olduğunu görürüz.

Film nasıl çılgınca bir tüketim toplumu olduğumuzu masamızdaki çekmecemizden çıkarıp suratımıza çarpar.Adeta yokuş aşşağı frenleri patlamış bir araba gibiyiz.Durdurulamıyoruz.Sürekli birşeyler satın alıyoruz ve daha sonra onları çöpe çevirip yenilerini alıyoruz.Filmin diyalogları hakkında da bişeyler söylememiz lazım."Tek porsiyonluk arkadaşlıklara sahibiz,uçağın kalkışıyla inişi arasındaki zamanı paylaşıyoruz","Asıl trajedi heran ölebilecek olmak"," Biz tutkulu bir yaşamın yan sanayi ürünleriyiz","mükemmel olmaya çalışma","O kadın sadece salak bir et parçası"  filmdeki diyaloglardan sadece birkaçı.Film sizde ' For  Vandetta' kıvamında bir tat bırakırsa şaşırmayın.

SAMET KOÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder